Haber7 - ÖZEL
Fransız gazetesi Le Journal du Dimanche, Türkiye’nin Orta Doğu’daki rolünün İsrail’de derin kaygılara yol açtığını yazdı. Yunanistan merkezli Geopolitico gazetesinde de alıntı olarak genişçe yer verilen haberde, İsrail’in korkusunun “Türkiye imparatorluğu” olduğu vurgulandı. Erdoğan’ın Filistin’e “Osmanlı mirası” şeklinde yaklaşımının İsrail’i rahatsız ettiği bildirildi. İsrailli uzmanların İran'dan çok Türkiye'yi tehdit gördüğünün altı çizildi. Suriye’de artan Türkiye etkisinin İsrail’e tehdit oluşturduğu öne sürüldü. Türkiye ile İsrail arasında “diplomatik savaş” olduğu belirtilen analizde, bu savaşın büyüyebileceği iddia edildi. Başkan Erdoğan'ın İsrail'in Gazze katliamına Nazi benzetmesi yapmasının Siyonistlerde soğuk duş etkisi oluşturduğu kaydedildi.
İşte o haberin ayrıntıları...
İRAN’DAN ÇOK TÜRKİYE’Yİ TEHDİT GÖRÜYORLAR
Le Journal du Dimanche (JDD) gazetesine konuşan İsrailli uzmanlar, Ankara ile yaşanan gerilimin tırmanmasından endişe duyduklarını aktardı. İsrail’de giderek daha fazla araştırmacı ve askeri personel, Türkiye’yi İran’dan daha doğrudan bir tehdit olarak nitelendiriyor. Bu tespitin, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın tutumunu sertleştirmesinden bu yana daha da belirginleştiği ifade edildi.
Erdoğan’ın, İsrail’i Suriye’deki “yasa dışı eylemleri için Dürzileri bahane olarak kullanmakla” ve Süveyda’da sağlanan ateşkesi “sabote etmekle” suçlamasının ardından tansiyonun yükseldiği kaydedildi. Bu açıklamaların, Şara ile yapılan telefon görüşmesinden sonra geldiği bildirildi. Türkiye’nin Suriye’nin istikrarını stratejik öncelik gördüğü, bu denklemde ise İsrail’in en büyük engel olarak algılandığı belirtildi.
GERİLİMİN MERKEZİ GAZZE
Haberde, Tel Aviv Ulusal Güvenlik Çalışmaları Enstitüsü’nden Ofer Guterman şu ifadeleri kullandı:
“Erdoğan, şimdi Suriye’yi kontrol eden İslamcı koalisyonun aktif bir destekçisidir. İsrail, Türk yanlısı güçlerin Suriye’nin güneyinde, kuzey sınırına yakın bir yerde kalıcı olarak yerleşmesinden korkarken, ordusu da Suriye birliklerini, onların İranlı müttefiklerini ve şimdi de Ankara’ya yakın grupları uzak tutmak için önleyici saldırılarını artırıyor. Golani’nin ordusu da dahil olmak üzere bütün Suriye’yi kontrol etmesi İsrail’in çıkarınadır, çünkü aksi takdirde İranlılar güneyde kendi kapasitelerini yeniden inşa etmeye çalışacaktır.”
Guterman, İran’ın nükleer programında darbe aldığını ve Hizbullah’ın zayıfladığına dikkat çektiği analizinde, “Erdoğan bunun farkında ve Suriye’yi askeri nüfuzunu güçlendirmek ve ekonomik faydalar elde etmek için eşsiz bir fırsat olarak görüyor. Yeni Suriye güçlerini yeniden silahlandırmak ve yeniden imara etki etmek istiyor.” dedi.
ABD-TÜRKİYE YAKINLAŞMASI İSRAİL İÇİN KARA HABER
İsrailli Guterman, Washington’un Türkiye’yi ortak olarak görmesinin İsrail için kötü bir haber olduğunu belirtti. Bugün Ankara’nın özellikle Gazze’de İsrail’e karşı kararlı bir düşmanca strateji geliştirdiğini dile getirdi.
TÜRKİYE İSRAİL’LE MASAYA BİLE OTURMUYOR
Araştırmacılar, İsrail ile Türkiye arasında doğrudan bir iletişim hattı bulunmadığını, görüşmelerin yalnızca Beyaz Saray aracılığıyla yapılabildiğini açıkladı. Ankara’nın müzakere için tek şart koştuğu ifade edilen analizde, “Türkiye bize şunu söyledi: sadece tek bir şartla müzakere edeceğiz: Gazze’deki savaşın sona ermesi. Bu artık zorunludur.” denildi.
SİYONİZM'İN KORKUSUNUN ADINI KOYDU: TÜRKİYE İMPARATORLUĞU
Gazeteye konuşan üst düzey bir İsrailli yetkili, Erdoğan’ın Suriye’deki egemenliğini güçlendirme hırsının Tel Aviv için ciddi tehdit teşkil ettiğini söyledi.
İsrailli ulusal güvenlik uzmanı Kobi Marom ise şu çarpıcı ifadeleri kullandı:
“Erdoğan Türkiye’nin imparatorluğunu yeniden inşa etmeye çalışıyor. Suudi Arabistan ve Şii İran ile rekabet içinde Sünni İslam dünyasının lideri imajını güçlendirmeye çalışıyor.”
'ERDOĞAN BİZE NAZİ DEDİ'
Marom ayrıca Erdoğan’ın Gazze’deki açlık görüntülerini Nazi kamplarındakiyle kıyaslamasına dikkat çekerek, “Ankara’nın ihtiyatlı tutumu şimdi sona ermiş gibi görünüyor ve Türk cumhurbaşkanının anti-Siyonist söylemi sertleşti. En son kışkırtma: Erdoğan, Gazze'deki açlık görüntülerinin Nazi kamplarındakilerden ‘daha acımasız’ olduğunu söyledi. Ve bu tek endişe değil.” dedi.
ANKARA-TEL AVİV DİPLOMATİK SAVAŞTA
Kobi Marom, Türkiye’nin İran’a para akışı için bir kanal görevi gördüğünü, İran’ın ise bu parayı Hizbullah’a aktardığını öne sürdü. NATO üyesi Türkiye’nin İsrail’in varlığını tanımamasının paradoks oluşturduğunu öne sürdü.
Türkiye ile İsrail’in diplomatik savaş yaşadığını belirten Marom, “Elbette, ordumuzla Türkiye arasında doğrudan bir çatışma yok ama bu kesinlikle bizi tehdit ediyor. Şimdilik diplomatik bir savaş. Ancak ilişkilerimiz daha da kötüleşirse, çatışma son iki yılda yaşadığımız her şeyden çok daha geniş olacaktır.” ifadelerini kullandı.
ERDOĞAN FİLİSTİN’İ ‘OSMANLI’NIN MİRASI’ GÖRÜYOR
İsrailli stratejist Kobi Marom, Ankara ile Tel Aviv’in ilişkilerinin 10 yıldır “berbat” olduğunu ifade ederek, Türk güvenlik yetkilileriyle ilişkilerinin iyi olmasına rağmen Başkan Erdoğan’ın Filistin’e “Osmanlı’nın mirası” şeklinde yaklaşım göstermesinin kendilerini rahatsız ettiğini kaydetti.
Kobi Marom şunları yazdı:
“Türk güvenlik yetkilileriyle iyi ilişkilerimiz olsa da, Erdoğan Osmanlı İmparatorluğu'nu yeniden inşa etmeye ve Müslüman Kardeşler ve Hamas ile birlikte Filistin için mücadeleye öncülük etmeye çalışıyor. Kendini, bir zamanlar Osmanlı egemenliği altında olan tarihi Filistin'in mirasçısı olarak görüyor: bu, İsrail için kabul edilemez.”
ABD’NİN ÇEKİLMESİ TÜRKİYE’Yİ İŞTAHLANDIRIYOR
Haberde, ABD’nin son aylarda Suriye topraklarının büyük bölümünden çekildiği, bu durumun ise Türk iştahını kabarttığı belirtildi. Erdoğan’ın Suriye’deki varlığını artırmak ve özellikle İsrail sınırına yakın bölgelerde askeri nüfuzunu güçlendirmek istediği ifade edildi.
ABD Başkanı Donald Trump’ın “Suriye’ye müdahale etmiyoruz. Bu ülke kendi zorluklarıyla karşı karşıya” sözleri hatırlatıldı.
İsrailli bir subay ise İsrail’in Suriye politikasının nasıl olması gerektiğiyle ilgili şu sözleri sarf etti:
“Ebu Muhammed el-Golani’nin bütün Suriye topraklarını kontrol etmesine izin vermeliyiz. Zaten yedi açık cephemiz var, her yerde savaşıyoruz. Burada yeterince sorunumuz var. Zaten Dürziler için savaşıyoruz... Bu sürdürülebilir değil. Orta Doğu’daki tüm azınlıkları koruyamayız.” dedi. Türk güvenlik yetkilileriyle iyi ilişkilerimiz olsa da, Erdoğan Osmanlı İmparatorluğu'nu yeniden inşa etmeye ve Müslüman Kardeşler ve Hamas ile birlikte Filistin için mücadeleye öncülük etmeye çalışıyor. Kendini, bir zamanlar Osmanlı egemenliği altında olan tarihi Filistin'in mirasçısı olarak görüyor: bu, İsrail için kabul edilemez.”