KKTC Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, İsrail’in İran’a füze saldırısıyla başlayan ve misillemelerle devam eden gelişmelere ilişkin yazılı bir açıklama yaptı. Tatar, Kıbrıs Adası’nın tehdit alanına çekilmesinin sorumlusunun Rum liderliği olduğunu vurguladı.
“Hristodulidis’in Eylemleri Adayı Tehlikeye Attı”
Cumhurbaşkanı Tatar, açıklamasında şu ifadelere yer verdi:“Rum liderliği ve bilhassa Sayın Hristodulidis’in son dönemde bazı ülkelerle yaptığı askeri anlaşmalar, silahlanma faaliyetleri ve tek taraflı eylemleri, Kıbrıs Adası’nın tamamını ciddi bir tehlike altına sokmuştur. Kendisini defalarca uyardım. Bu yaklaşım adanın güvenliğini tehlikeye sokar dedim. Bugün gelinen noktada, Hristodulidis’in çatışmalara taraf olacak derecede fütursuzca attığı adımlar, adayı dolaylı tehdit alanına çekmiş durumdadır. Bu gelişmeler yalnızca Kıbrıs Türk Halkını değil, Kıbrıs Rum Halkını da tedirgin etmektedir.”
“Tüm Gelişmeler Anlık Takip Ediliyor”“Cuma erken saatlerden itibaren, olayın patlak vermesinin ardından, askeri yetkililerimiz ve ilgili kurumlarımızla sürekli istişare içerisindeyiz. Dün yetkili kurumlarımızla konuyu etraflıca ele aldığımız toplantı sonrası yaptığım açıklamada Devletimizin ve Halkımızın güvenliği için gerekli tüm önlemlerin yürürlükte olduğunu ve gelişmelerin anlık olarak takip edildiğini gönül rahatlığıyla paylaşmıştım. Halkımız müsterih olsun.”
Hristodulidis’e Açık Çağrı“Bu vesileyle Rum Lider Nikos Hristodulidis’e bir kez daha çağrıda bulunuyorum. Kıbrıs Adasında sadece Rum halkı varmış gibi, tüm adada yetkiniz varmış gibi davranmayı bırakın. Kıbrıs Türk Halkı, Devleti, Bayrağı ve Türkiye Cumhuriyeti’nin sarsılmaz desteğiyle buradadır. Barışın, huzurun ve istikrarın yolu, karşılıklı saygı ve işbirliğinden geçmektedir. Siyasi kazanım elde etmek amacıyla, kişisel imaj yaratma pahasına gerilimlerin tarafı olmaktan, Kıbrıs adasını tehlikeye atmaktan vazgeçin. Net bir gerçek vardır ve bunu idrak etmek Rum liderliği için artık bir zorunluluktur. Kıbrıs Adasının güvenliği, bir taraf yokmuş gibi, tek yanlı tasarruflarla asla sağlanamaz. Bu ancak iki eşit Halkın, Kıbrıs Adasındaki iki ayrı Devletin birlikte hareket etmesiyle ve müşterek rızasıyla sağlanabilir.”