Suudi Arabistan Dışişleri Bakanlığı tarafından yapılan açıklamada, Ben-Gvir'in Mescid-i Aksa avlusuna baskın yapması ve İsrail güçlerinin Suriye'nin güneyine saldırısı da dahil olmak üzere devam eden İsrail ihlallerinin reddedildiği ve kınandığı ifade edildi.
İsrail'in Mescid-i Aksa'daki sistematik uygulamalarının, dünya çapındaki Müslümanların duygularının açık bir ihlali ve provokasyonu temsil ettiği kaydedilen açıklamada, Suriye'deki askeri operasyonların sürdürülmesi de Suriye'nin güvenlik ve istikrarını yeniden kazanma şansını daha da sabote etme girişimi olarak nitelendirildi.
KATAR
Katar Dışişleri Bakanlığından yapılan açıklamada da Mescid-i Aksa'ya yapılan baskın en güçlü ifadelerle kınandı.
Açıklamada, Mescid-i Aksa'nın dini ve tarihi statüsünü baltalamaya yönelik defalarca tekrarlanan girişimlerin, yalnızca Filistinlilere değil, aynı zamanda dünya çapında iki milyardan fazla Müslümana yönelik bir saldırı olduğuna dikkati çekildi.
Açıklamada, İsrail hükümetinin işgal altındaki Filistin topraklarında benimsediği gerilimi tırmandırma politikasının devam etmesinin, bölgedeki şiddet çemberinin genişletilmesine ve iki devletli çözüm ile kapsamlı, adil ve sürdürülebilir barışa ulaşma çabalarının baltalanmasına etkisi olacağı uyarısında bulunuldu.
BAE
BAE Dışişleri Bakanlığından yapılan açıklamada da Ben-Gvir'in Mescid-i Aksa'ya baskını şiddetle kınanarak, bu olay Müslümanlara yönelik provokatif, kışkırtıcı ve aşırılıkçılık eylemi olarak değerlendirildi.
Mescid-i Aksa'ya tam koruma sağlanması ve buradaki ciddi ve provokatif ihlallerin durdurulması gerektiği vurgulanan açıklamada, bölgede yaşanan gerginlik nedeniyle Mescid-i Aksa'ya yönelik devam eden saldırı ve ihlallerin ciddi yansımaları olacağı uyarısında bulunuldu.
Açıklamada, İsrailli yetkililere, gerilime son vermeleri ve bölgede gerginlik ve istikrarsızlığı artıracak adımlar atmamaları çağrısı yapıldı.
ÜRDÜN
Ürdün Dışişleri Bakanlığından yapılan açıklamada da Ben-Gvir'in Mescid-i Aksa'ya baskınının kabul edilemez provokatif bir adım olduğu ifade edildi.
Mescid-i Aksa'nın ve Kudüs'ün kutsal mekanlarının tarihi ve hukuki statüsüne saygı duyulması gerektiği vurgulanan açıklamada, İsrail'i ihlallerini durdurmaya zorlayacak uluslararası bir tutum sergilenmesi çağrısında bulunuldu.
İsrail'in aşırı sağcı Ulusal Güvenlik Bakanı Itamar Ben-Gvir, göreve gelmesinden bu yana bu sabah dördüncü kez İsrail polisi eşliğinde işgal altındaki Doğu Kudüs'te bulunan Mescid-i Aksa'ya baskın düzenlemişti.
MESCİD-İ AKSA'YA İLİŞKİN STATÜKO
Ürdün, 1994'te İsrail ile imzaladığı Vadi Araba Anlaşması uyarınca Kudüs'teki dini işlerden sorumlu ülke olarak kabul ediliyor.
Yine 2013'te Ürdün Kralı 2. Abdullah ile Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas arasında imzalanan anlaşmaya göre, Kudüs ve oradaki kutsal mekanların savunulması ve vesayet hakkı da Ürdün'e verildi.
Anlaşmaya göre Mescid-i Aksa; Ürdün Vakıflar, İslami İşler ve Mukaddesat Bakanlığına bağlı Kudüs İslami Vakıflar İdaresinin himayesinde bulunuyor.
Daha önce Kudüs İslami Vakıflar İdaresinin izni dahilinde Mescid-iAksa'yı ziyaret eden Yahudiler, 2003'ten bu yana Vakıflar İdaresinin egemenliğini ihlal eden İsrail'in tek taraflı kararı çerçevesinde polis eşliğinde Müslümanların kutsal mabedine giriyor.
İsrail yönetimi, Mescid-i Aksa'da "sadece Müslümanların ibadet edebildiği diğer dinlerin mensuplarınınsa sadece ziyaret edebileceği" tarihi statükonun korunduğunu savunuyor.
Ancak fanatik Yahudi yerleşimcilerin İsrail polisi korumasında Aksa'ya düzenledikleri baskınlarda dua etmeleri ve dini ritüelleri yerine getirmeleri sıkça kameralara yansıyor.