“Anavatan Türkiye ile istişare halinde gerekli takibi yapıyor ve kararları alıyoruz”

Başbakan Ünal Üstel, bölgedeki yaşanan gelişmelerin yakından izlenerek, politikaların üretilmesi gerektiğini vurgulayarak, bu bilinçle Anavatan Türkiye ile istişare halinde gerekli takibin yapıldığını ve kararların alındığını kaydetti.

“Anavatan Türkiye ile istişare halinde gerekli takibi yapıyor ve kararları alıyoruz”
15-06-2025 14:06

Başbakan Üstel, son gelişmelere ilişkin yaptığı yazılı açıklamada, İran-İsrail savaşıyla, bölgenin gerilim, gerginlik ve savaşın tehlikeleri açısından yeni bir sürece girdiğine işaret ederek, atılan füzelerin Kıbrıs’tan görünmesinin, her ne kadar taraf olunmasa da tehlikenin yakınlığını gösterdiğini belirtti.

Bu kapsamda Anavatan Türkiye’nin Ukrayna – Rusya savaşı dahil pek çok uluslararası çatışmada uzlaşı yönünde katkı koymasının izlenilen uluslararası siyasetin başarısının göstergesi olduğunu ifade eden Üstel, Türkiye dışında, bölgede tanınmışlığı gerçekleşmeyen ancak varlığı kabul gören KKTC’nin de gelişmeler ışığında önlemler alması gerektiğini dile getirdi, hükümetin bu sorumluluk ile hareket ettiğini vurguladı.

“Proaktif siyaset, doğru ve etkili olandır.” diyen Üstel, tribünde seyirci olmadıklarını ve oyunu sürekli kendi sahalarında kabul etmediklerini kaydederek, geçmişten gelen tecrübelerin bu şekilde kazanılan tarafın olunmayacağını gösterdiğini belirtti.

 “Rum liderliği ilk günden TMK’nin verimli çalışmasını engelleme çabası içinde olmuştur”

GKRY’nin, gerçekler ışığında iyi bir komşuluk örneği göstermediğini söyleyen Üstel, açıklamasında şunları kaydetti:

“Açıkça yazılsın ya da yazılmasın 1975 Nüfus Mübadele Anlaşması’nın, taşınmaz malları da kapsadığını kabul etmek istemiyorlar. Ya da bilmelerine rağmen kabul etmez görünüyorlar. 1974 sonrası oluşan iki toplumlu, iki bölgeli yapı, sonrasında Kıbrıs Türk Federe Devleti ve sonrasında KKTC ismini almıştır. KKTC’de yaşamın sürdürülmesi ve gerekli olan ekonomik dinamizm için, tasarrufumuzda olan toprakları kullanmanın dışında bir seçeneğiz yoktu. Bunu samimi yaklaşan üçüncü taraflar da ifade etmektedir.

Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin de (AİHM) işaretiyle Taşınmaz Mal Komisyonu (TMK), var edilip aktif hale getirilmiştir.  Rum liderliği ilk günden Taşınmaz Mal Komisyonu’nun verimli çalışmasını engelleme çabası içinde olmuştur. AİHM’de açtırılan davalarda en önde gelen amaçları Taşınmaz Mal Komisyonu’nun iç hukuk yolu olmaktan çıkarılmasıdır.”

“Halkımız, iş dünyamızda huzur içinde olsun. Bizlerin görevi sorunları çözmek, KKTC’yi huzur içinde, gelecek kaygısı olmadan yaşanacak bir ülke olarak ilerletmektir”

Başbakan Üstel, AİHM’in son olarak açıkladığı K.V. Mediterranean Tours Limited v. Türkiye kararıyla, Rumların KKTC’de terk ettiği taşınmaz mallara yönelik talepleri için Taşınmaz Mal Komisyonu’nun iç hukuk yolu olduğunun açık bir şekilde bir kez daha ifade edildiğine dikkat çekti. “Kararın bizler açısından en önemli yanı budur.” diyen Üstel, açıklamasına şöyle devam etti:

“KKTC bir hukuk devletidir, yolumuz mülkiyet sorununun aşılmasında da hukuk yoludur. Güney’deki vasilik sistemine benzer bir tercihle, çözümü ötelemeyi bizler de tercih edebilirdik. Biz hukuk yoluyla, bireysel haklara saygıyla doğru yönde ilerliyoruz. Bizler, her bakımdan çalışan devlet yapımızı güçlendireceğiz.

1963 sonrası insanlarımız uzun süre çadırlarda kalmıştı. 1974 sonrası da Kuzey’de insanlarımız çadırlarda mı kalacaktı? Emlak sektörü ekonominin bir parçasıdır. Emlak sektörü gelişmeyecek, yerine çadır ekonomisi mi olacaktı?

Bir kez daha ifade ediyorum. Halkımız, iş dünyamızda huzur içinde olsun. Bizlerin görevi sorunları çözmek, KKTC’yi huzur içinde, gelecek kaygısı olmadan yaşanacak bir ülke olarak ilerletmektir.”

SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?
BUNLAR DA İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR
ÇOK OKUNAN HABERLER