
TURAN açıklamasında Siyonist işgalcilerin pervasızca soykırıma devam ettiğine işaret ederek;
“İnsanlık düşmanı canilerin günlerdir kadın-çocuk demeden işlediği cinayetlerin son bulması için dünya daha neyi bekliyor?.
Bu acımasız, merhametsiz saldırılar ve çağın gördüğü en büyük soykırım karşısında uluslararası toplumun sessizliğini ve kayıtsızlığını asla unutmayacağız.
Zannediyorlar ki, bir ülke topla tüfekle yerle bir edilince mesele kapanır.
Zannediyorlar ki, çocukları öldürünce, halk açlığa mahkûm edilince diz çöker.
Savaş yenilince değil, vazgeçince kaybedilir.
Çocukların açlıktan hayatını kaybettiği bir dünyada adalet, özgürlük, insan hakları konuşmak anlamsızdır. Siyonistlere anladıkları dilden cevap verilmedikçe anlaşılan bu vahşet durmayacak” dedi.
Turan açıklamasında şunları söyledi;
ZANNEDİYORLAR Kİ BU HİKÂYE BİTTİ!
Bu artık bir işgal değil; küresel aklın göz göre göre yürüttüğü bir tasfiye planıdır. Siyonist işgalci İsrail; Batı Şeria’yı, Gazze’yi, Kudüs’ü değil, insanlığın vicdanını ilhak etmek istiyor!
Ve dünya, bir kez daha; celladın propaganda diline, mazlumun hayalini rehin veriyor. Fransa’sı, İngiltere’si, Kanada’sı… Sözde Filistin’i tanıyor; özde Filistin’i topraksız bırakmanın altyapısını kuruyor.
“Devlet” adı veriliyor ama toprak yok…
“Barış” deniyor ama halk açlıktan ölüyor…
“Çözüm” deniyor ama direnişin beli kırılmak isteniyor…
Bu bir tuzaktır! Filistin’i tanıyor gibi yaparak, Filistinlileri tarihten silmenin diplomatik ön hazırlığı yapılmaktadır.
İsrail’in gözü dönmüş efendileri artık açıkça konuşuyor:
Batı Şeria’yı ilhak edeceğiz. Gazze’yi Riviera yapacağız. Direnişi yok edeceğiz.
Ve Trump gibileri çoktan sıraya girmiş bekliyor:
Bu talanı “egemenlik” diye tanımak için…
Ama unuttukları bir şey var:
Filistin ne masa başında doğdu, ne de imzayla teslim olur!
Gazze’nin yerle bir edilen sokaklarından yükselen irade, bu çağın en büyük hakikatidir:
Toprak, tankla alınmaz. Halk, aç bırakılarak yenilmez. İnanç, bombayla gömülmez!
Zannediyorlar ki güçlü silahlarla şehirleri yerle bir edince, mesele kapanır.
Zannediyorlar ki çocukları öldürünce, halkı açlığa mahkûm edince, bu halk diz çöker.
Ama asıl yanıldıkları yer şurası:
Savaş yenilince değil, vazgeçince kaybedilir!
Ve biz, vazgeçmiyoruz!
Kendilerine “yurt” dedikleri yer, aslında sınırları genişletilmiş bir cehennem çukuru.
O çukurun içinde yalanlarıyla, kibirleriyle, kana susamışlıklarıyla boğulacaklar. Fark etmiyorlar ki; attıkları her bomba, yıktıkları her ev, öldürdükleri her çocuk, dünyanın dört bir yanında öfkeyi kuşanan milyonları uyandırıyor!
Dünyanın hiçbir yerinde güvende olmayacaksınız! Çünkü bu ateş, sadece Filistin’de değil, insanlığın kalbinde yanıyor. Ve o ateş, er ya da geç, sizi de yakacak. Bu yol, sizi ancak cehennemin kapılarına çıkarır!
Dünya, bir avuç küresel çeteye esir düşmüş halde.
Ama bu esareti yırtacak olanlar da var:
Dili, dini, rengi ne olursa olsun…
Vicdan sahibi insanlar, özgürlük sevdalıları, adalet arayanlar…
Hangi coğrafyada yaşarsa yaşasın, bu Siyonist barbarlığa karşı ayağa kalkmalıdır!
Zulme sessizlik, ona ortaklıktır.
Ve bugün bir taraf olmak, insan kalmanın son imtihanıdır.
Direniş bir toprak savunması değil, insanlık onurunun muhafazasıdır.
Ve bu savaş, son nefese kadar sürecektir.
Çünkü bu direniş, kıyamete kadar sürecek!”.