Programın açılışında konuşan TYB İstanbul Şube Başkanı Mahmut Bıyıklı, eserin hazırlanış sürecine emek veren akademisyenlere teşekkür ederek şu değerlendirmelerde bulundu:
“ Ömer Nasuhi Bilmen, bu toprakların irfan damarını besleyen büyük bir müelliftir. Onun tefsir mirasının günümüze taşınmasına öncülük eden hocalarımıza teşekkür ediyorum. TYB İstanbul Şubesi olarak ilim geleneğimizi günümüz okuyucusuyla buluşturan her çalışmayı desteklemeye devam edeceğiz. Bu tür programlar, ilmihal bilgimizin derinleşmesine ve doğru kaynaklarla beslenmesine önemli katkılar sunuyor.”
Ardından programın yöneticiliğini, eserin yeni baskısını hazırlayan akademisyenlerden Prof. Dr. Muhammet Altaytaş üstlendi.
“Bilmen, Cumhuriyet döneminin en mühim tefsir müellifidir”
İlk konuşmacı Prof. Dr. Muhammet Altaytaş, Bilmen tefsirinin merkeze alınma sebebini şu sözlerle aktardı:
“Ömer Nasuhi Bilmen’in eseri, Cumhuriyet döneminin en önemli tefsirlerinden biridir. Âyetleri hem fıkıh hem tefsir ilminin anlaşılabileceği bir üslupla sunar. Modernist tefsirlere kıyasla klasik çizgiyi koruyan bir metindir. Biz de Bilmen Efendi’nin hürmetkâr dilini koruyarak eseri günümüz okuyucusuna daha anlaşılır hâle getirmeye çalıştık.”
“Amaç, tefsir mirasını günümüze taşımak”
Programın konuşmacılarından Prof. Dr. Mustafa Şentürk, çalışmanın yönelimini şöyle değerlendirdi:
“Bu çalışma, Bilmen’in güçlü tefsir mirasını bugüne taşımayı hedefliyor. Metnin ilmî yapısını korurken okuyucuya daha yakın bir dil oluşturmaya gayret ettik.”
1250 kavram meale aktarıldı
Prof. Dr. A. Taha İmamoğlu, Bilmen’in tefsir yöntemini anlatarak şu bilgileri paylaştı:
“Ömer Nasuhi Bilmen, ayetlerdeki kilit kavramları açıklayarak tefsire başlar. Biz de bu yöntemi izleyerek yaklaşık 1250 Kur’an kavramını tefsirden alıp meale aktardık. Dili korurken metni sadeleştirmeye çalıştık.”
İmamoğlu, Bilmen tefsirinin zamanla geri planda kalmasının sebeplerini ise şöyle özetledi:
“Cumhuriyet döneminde fıkıh ve şeriat temelli mealler geri plana itilmiş, felsefe ve akıl merkezli yaklaşımlar öne çıkarılmıştır. Bu nedenle Bilmen’in yaklaşımı dönemin eğilimleriyle örtüşmediği için zamanla gölgede kalmıştır.”
“Saf bir meal değil; tefsirle birlikte okunmalı”
Son konuşmacı Dr. Mehmet Fatih Soysal, Bilmen’in ilmî ve manevi mirasına dikkat çekerek şu değerlendirmelerde bulundu:
“Ömer Nasuhi Efendi, Osmanlı ulema geleneğinin son ve etkili temsilcilerindendir. Beşinci Diyanet İşleri Başkanı olarak önemli bir miras bırakmıştır. Yazdığı metin saf bir meal değildir; tefsirle birlikte okunmalıdır. Onun çabası, Cumhuriyet döneminde din alanındaki kırılmayı hafifletmek ve Müslümanların amel–itikad hassasiyetlerini korumaktır.”
Program, soru-cevap bölümünün ardından sona erdi.
