Haber7
Altın, küresel belirsizliklerin gölgesinde yatırımcıların güvenli limanı olmaya devam ederken, fiyatlar tarihi seviyelere ulaştı. ABD ve Çin arasındaki ticaret savaşının kızışması, altının ons fiyatını 3 bin doların üzerine taşıdı. Ancak bazı uzmanlar, bu yükselişin artık zirve noktasına ulaşmış olabileceği konusunda yatırımcıları uyarıyor.
UZMANLAR İKİYE BÖLÜNDÜ
Bigpara'da yer alan habere göre; Wells Fargo Yatırım Enstitüsü'nden Sameer Samana, "Muhtemelen bu noktada altın konusunda maksimum iyimserliğe yakınız. Getiri peşinde koşan yatırımcılar daha sonra pişmanlık duyabilir." ifadelerini kullanarak, yatırımcıların dikkatli olması gerektiğini vurguladı. Samana, şu uyarıyı da yaptı: "Çok aşırı alım var. Şu anda altın satın alarak partiye biraz geç katılmış oluyorsunuz. Bu her şeyin bittiği anlamına gelmiyor ama erken de değilsiniz."
TİCARET SAVAŞI ALTINI UÇURDU
Altın vadeli işlem fiyatları sadece bu hafta yüzde 7 artarak Mart 2020'den bu yana en iyi performansını sergiledi. Yılbaşından bu yana ise yaklaşık yüzde 21 yükseliş kaydedildi. S&P 500'ün aynı dönemde yüzde 11 düşüş yaşadığı dikkate alındığında, yatırımcıların güvenli liman tercihi daha net şekilde anlaşılıyor.
ABD Başkanı Donald Trump’ın uygulamaya koyduğu ve 90 gün ertelenen yeni gümrük tarifeleri, Çin ile ekonomik savaşın fitilini yeniden ateşledi. Cuma sabahı itibariyle ABD, Çin’den ithalata yüzde 145 vergi uygularken, Çin de yüzde 125’lik bir misillemeyle karşılık verdi. Bu gelişmeler, piyasalardaki çalkantıyı daha da derinleştirdi.
UZMANLAR İKİYE BÖLÜNDÜ: ZİRVE Mİ YOKSA BAŞLANGIÇ MI?
The Daily Gold'un kurucusu Jordan Roy-Byrne ise altının geleceği konusunda daha iyimser olduğunu belirterek şunları söyledi:
"Altın fiyatları tüm zamanların en yüksek seviyesinde olsa da, gerçek şu ki önümüzdeki birkaç yıl içinde hızlanabilir."
ALTINA NASIL YATIRIM YAPILMALI?
Uzmanlar, altına yatırım yaparken doğrudan fiziksel altın almak yerine, borsa yatırım fonları (ETF) aracılığıyla portföy çeşitlendirmesini öneriyor. Samana, "Çoğu yatırımcı için külçe altın destekli bir ETF'nin en mantıklısı olduğunu söyleyebilirim." dedi.
Finansal danışmanlara göre altının toplam portföydeki oranı yüzde 3’ü geçmemeli. Samana, "Yatırımcılar enflasyon ya da stagflasyondan endişe duyduklarında altın genelde iyi performans gösterir" yorumunu yaptı.
FİZİKSEL ALTINA VE ALTIN TAKIYA TALEP BÜYÜYOR
Roy-Byrne, fiziksel altını “finansal sigorta pozisyonu” olarak tanımlarken, özellikle tüketicilerin bu yaklaşımı benimsediği görülüyor. Costco'nun geçen yıl başlattığı 1 onsluk külçe altın satışları, aylık 200 milyon dolarlık gelirle dikkat çekti.
Tim Schmidt, somut varlıklara olan ilginin arttığını belirterek, "Son borsa çalkantısının ortasında, geleneksel finansal yapıların dışında var olan somut, fiziksel varlıklara olan ilginin yenilendiğini görüyoruz." dedi. Ancak Samana, fiziksel altının ancak ciddi finansal sistem çöküşlerinde işlevsel olabileceğini ifade etti.
Takı altınları ise işin farklı bir yönünü oluşturuyor. Schmidt, yüksek ayarlı mücevherlerin değerlerini daha iyi koruduğunu belirtti. Ünlü markaların işçilik kalitesi, altın takıların yatırım değerini daha da artırıyor.
Tiffany’nin CEO’su Anthony Ledru’nun bir yıl önce yaptığı "yüksek kaliteli mücevherlerin durgunluğa dayanıklı" yorumu, bu tür yatırımların da güvenli liman olabileceğini gösteriyor.
KAOS ZAMANLARINDA 'GÜVENLİĞE KAÇIŞ"
Winnie Sun, müşterilerine şu anda doğrudan altına yatırım yapmaktan çok, nakit rezervlerini artırmayı ve tasarruflarını güçlendirmeyi öneriyor. Atlanta’dan CFP Lee Baker ise, "Genellikle kaos zamanlarında ‘güvenliğe kaçış’ olur, bu nedenle böyle bir zamanda korku ticaretinin bir parçası olarak altına doğru bir hareket görüyoruz." diyerek yatırımcıların psikolojisine dikkat çekti.
Apex Financial Services’in kurucusu Baker ise ETF’ler aracılığıyla altının portföylere dahil edilmesini destekliyor. Ancak fiziksel altının saklama, sigorta ve güvenlik gibi ek maliyetlerine de dikkat çekiyor.