
Fransa'yı ziyaret eden Şara, Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron ile Elysee Sarayı'nda yaptığı görüşmenin ardından ortak basın toplantısı düzenledi.
'İSRAİL TARİHİ ANLAŞMAYI İHLAL ETMİŞTİR'
İsrail'in Suriye'ye düzenlediği saldırılarla ilgili olarak Şara, "Arabulucularla birlikte bölgedeki durumun sakinleşmesi ve gerginliğin azaltılması için çabalar sürüyor. Böylece olaylar, her iki tarafın da kontrolünü kaybetmesine neden olacak bir noktaya gelmeden önce önlenebilir." dedi.
İsrail'in Suriye'ye müdahalesinin rastgele ve düzensiz olduğunu belirten Şara, "Ayrıca İsrail, 1974 tarihli anlaşmayı ihlal etmiştir. Şam'a ulaşmamızdan itibaren, ilgili tüm taraflara Suriye'nin 1974 anlaşmasına bağlı olduğunu ve UNDOF güçlerinin (Birleşmiş Milletler'in Golan Tepeleri'ndeki Ateşkes Gözlem Gücü) mavi hatta geri dönmeleri gerektiğini bildirdik. UNDOF güçlerinin birkaç kez Şam'a ziyaretler oldu. Biz, İsrail ile ilişkisi olan tüm ülkelerle iletişim kurarak, İsrail'in Suriye içişlerine müdahale etmeyi durdurması, Suriye hava sahasını ihlal etmemesi ve bazı tesisleri bombalamamaları için baskı yapmaya çalışıyoruz." ifadelerini kullandı.
'MEVCUT YAPTIRIMLAR CİDDİ ZORLUKLAR YARATMAKTADIR'
Beşşar Esad rejimi döneminde Suriye'ye uygulanan yaptırımlara değinen Şara, yaptırımların devam etmesi için hiçbir gerekçe olmadığını vurguladı.
Suriye'nin Avrupa'daki durumla yakından ilişkili olduğuna inandığını belirten Şara, "Ülkenin güvenliğinin istikrarı, ekonomi ve ekonomik büyümeyle bağlantılıdır. Aynı şekilde, bu büyüme de güvenliğin istikrarına bağlıdır. Ancak mevcut yaptırımlar, bu süreci doğrudan engelleyen ciddi zorluklar yaratmaktadır." dedi.
'YAPTIRIMLARIN DEVAMI İÇİN ARTIK HİÇBİR GEREKÇE YOK'
Yaptırımlar konusunu Cumhurbaşkanı Macron ile geniş bir şekilde ele aldıklarını söyleyen Şara şunları kaydetti:
"Suriye üzerindeki yaptırımların devam etmesinin etkilerini ayrıntılı biçimde anlattık. Bu yaptırımların, önceki rejimin işlediği suçlar nedeniyle uygulandığını ifade ettik. Ancak o rejim artık yok ve rejimin sona ermesiyle birlikte yaptırımların da kaldırılması gerekir. Yaptırımların devamı için artık hiçbir gerekçe yok, çünkü bu yaptırımlar artık halkı hedef alıyor, katliamları gerçekleştiren rejimi değil. Sayın Macron'un bu konuda anlayışlı olduğunu düşünüyorum. Avrupa Birliği içinde teknik bazı konuların değerlendirildiğini biliyoruz. Bu toplantıdan Suriye halkı için iyi haberlerle çıkmayı umuyoruz. Sayın Macron da bu yaptırımların Suriye halkının üstünden kaldırılması için elinden gelen tüm çabayı göstereceğini ifade etti."
'KOMŞU ÜLKELERE BİR TEHDİT OLUŞTURMAYACAKLARINI TAAHHÜT ETTİK'
Suriye'de bulunan yabancı savaşçılarla ilgili bir soruya Ahmed Şara, Esed rejimine karşı Suriyelilere yardım etmek için ülkeye gelenlerin devrim sürecinde yaşanan gelişmelere göre farklı gruplara ayrıldığını belirtti.
Şara, "Safımızda olan bu bireyler için tüm devletler nezdinde onların Suriye yasalarına bağlı kalacaklarını ve kendi ülkelerine ya da komşu ülkelere herhangi bir tehdit oluşturmayacaklarını taahhüt ettik. Suriye devleti bu konuda güvence vermektedir." dedi.
Yabancı savaşçılara vatandaşlık verilmesi konusunun anayasaya ile ilgili olduğunu vurgulayan Şara, "Suriye Anayasası'nda vatandaşlık elde etme kriterleri belirlenmiştir, kimin Suriyeli sayıldığı ve nasıl vatandaş olunacağı açıkça tanımlanır. Bu yabancı savaşçılardan bazıları, anayasa tarafından belirlenecek yasal şartları taşıyorsa, vatandaşlık alabilecek kişiler arasında yer alabilir. Zira birçoğu Suriyeli kadınlarla evlenmiş ve çocuk sahibi olmuştur. Bu mesele, Suriye halkının yanında duran ve ona yardım edenlere yaraşır şekilde, saygılı, uygun ve onurlu bir biçimde çözülmelidir." diye konuştu.
'DEVLET YASAL ÇERÇEVEDE CEZALANDIRACAKTIR'
Sahil bölgesinde eski rejimin kalıntılarından oluşan bir grubun düzenlediği ve sivil ölümlerine neden olan saldırılar için iki komite kurulduğunu dile getiren Şara şöyle devam etti:
"Biz, halk arasında barışın korunması için iki komite oluşturduğumuzu belirtmiştik. Suriye devleti, sivil öldürme, halkın malına zarar verme, kan dökme ya da insan hayatına kast etme suçlarını işleyen herkesi yasal olarak cezalandırma yükümlülüğünü taşımaktadır. Bu suçları işleyenler kim olursa olsun, ister devlete bağlı olanlardan, isterse devletle bağlantısı olmayanlardan ya da eski rejimden kalan unsurlardan olsun, devlet yasal çerçevede cezalandıracaktır. Devlet, Suriye'de yaşanan her şeyin sorumluluğunu üstlenmektedir ve bu sorumluluğu yerine getirmektedir. Ancak, uygun soruşturmalar yapıldıktan sonra, sorumlu olan kişiler ve bu olayları kimin gerçekleştirdiği tespit edilecektir."