Hollanda, İsrail Ulusal Güvenlik Bakanı Itamar Ben-Gvir ve Maliye Bakanı Bezalel Smotrich'in 29 Schengen ülkesinin tümüne girişlerinin resmi olarak yasaklandığını duyurdu.
Temmuz ayı başında iki İsrailli bakanı yasaklama niyetinde olduklarını açıklayan Hollanda hükümeti, İsrail'in Gazze'ye yönelik soykırım savaşıyla ilgili “olağanüstü koşullar” gerekçesiyle, bu iki bakanın artık resmi olarak “istenmeyen kişi” (persona non grata) ilan edildiğini söyledi.
Yasak, Schengen Bilgi Sistemine girildi ve Avrupa'daki tüm sınır yetkilileri bakanların girişini reddetmekle yükümlü kılındı.
Ancak Haaretz, bazı hükümetlerin sınır yetkililerine yasağı göz ardı etmeleri talimatını verebileceğini ve bunun Avrupa Birliği genelinde uygulamanın tutarsızlığına yol açabileceğini bildirdi.
ULUSLARARASI YASAK FURYASI
Hollandalı yetkililerin son kararının ardından, İspanya da benzer bir adım atarak Ben-Gvir ve Smotrich'i ülkeye giriş yasağı koydu. Bu karar, İsrail Dışişleri Bakanı Gideon Sa'ar'ın iki İspanyol bakana ülkeye giriş yasağı getirmesinin ardından alındı.
İspanya Dışişleri Bakanı Jose Manuel Albares, bu kararın “ soykırım, insan hakları ihlalleri veya savaş suçlarına doğrudan karışan” yetkilileri hedef alan bir misilleme önlemi olduğunu söyledi.
Bu adım, Başbakan Pedro Sanchez tarafından açıklanan ve İsrail'in Gazze'ye yönelik devam eden savaşı konusunda baskı yapmak amacıyla alınan daha geniş kapsamlı İspanyol önlemlerinin bir parçası.
İspanya, silah ambargosu da dahil olmak üzere İsrail'e silah veya askeri yakıt taşıyan gemilerin ve uçakların İspanyol limanlarını veya hava sahasını kullanmasını yasaklayan dokuz önlemden sekizini uygulamaya koydu. Madrid ayrıca Tel Aviv'e kalıcı bir silah ambargosu uygulamayı da düşünüyor.
Bu yılın başlarında Slovenya, Ben-Gvir ve Smotrich'i “soykırımcı açıklamalar” yapmakla suçlayarak onları persona non grata ilan eden ilk AB üyesi oldu.
Slovenya hükümeti, işgal altındaki Batı Şeria'da yasadışı Yahudi yerleşimci gruplarını desteklediklerini belirten her iki bakanın da İsrail'in saldırıları ve baskınları sırasında Filistinlilere karşı şiddeti aktif olarak kışkırttıklarını söyledi. Bu Balkan ülkesi, AB'nin harekete geçmemesini gerekçe göstererek İsrail'e kapsamlı bir silah ambargosu uyguladı ve silahların ithalatını, ihracatını ve transit geçişini yasakladı.
Ayrıca Avustralya, Kanada, Yeni Zelanda, Norveç ve Birleşik Krallık, Gazze ve işgal altındaki Batı Şeria'da “Filistinlilere karşı şiddeti kışkırttıkları” gerekçesiyle Ben-Gvir ve Smotrich'e resmi yaptırımlar uyguladıklarını duyurdu.
SOYKIRIMCI SÖYLEM
İsrail'in aşırı sağcı iki bakanı da kışkırtıcı söylemleriyle tanınıyor ve bu söylemleri uluslararası arenada sıklıkla şiddete ve hatta soykırıma teşvik olarak değerlendiriliyor.
Ben-Gvir, Gazze'ye “tam kuşatma” uygulanmasını, yardımların engellenmesini ve İsrail'in 64.000'den fazla Filistinliyi katlettiği bu bölgede “ olaylara karışmamış sivilin bulunmadığını” ilan etmiştir. Smotrich ise açıkça Gazze'nin yeniden işgal edilmesini ve Filistinli nüfusun azaltılmasını talep ederek, İsrail'in “işgal kelimesinden korkmayı bırakması” gerektiğini ısrarla savunmuştur. Bu sert tutumuna paralel olarak Smotrich, Filistin direniş güçlerinin işgal altındaki Doğu Kudüs'teki bir otobüs durağına saldırarak bir İsrailli asker ve beş kişiyi öldürmesinin ardından İsrail'in kapsamlı bir misilleme yapmasını talep etmiştir.
Bu sert tutumu doğrultusunda Smotrich, Filistin direniş güçlerinin işgal altındaki Doğu Kudüs'te bir otobüs durağına saldırarak bir İsrail askeri ve beş kişiyi öldürmesinin ardından İsrail'in kapsamlı bir yanıt vermesini istedi. “Filistin Yönetimi haritadan silinmeli ve teröristlerin geldiği köyler Refah ve Beyt Hanun gibi görünmelidir” dedi.
